“SADECE KENDİM İÇİN DEĞİL, HERKES İÇİN OYNUYORUM”
Ons Jabeur, dur durak bilmeyen iletişim çağında, Tunuslu kadınlar ve onların görünürlüğü hakkında devam eden bir hikayenin parçası.
Roland Garros çeyrek finalinde kendisini eleyen Brezilyalı rakibi Beatriz Haddad Maia hakkında söyledikleri de, bunun bilincinde olduğunu kanıtlar nitelikte:
“Benim hikayem ve onun hikayesi biraz benzer gibi hissediyorum.
Onun adına ve Brezilya için çok mutluyum. Umarım ülkesi için daha fazlasını yapabilir”
Zaten sıradan bir tebrikle değil, sarılarak vedalaştı kortta rakibiyle de. Bir ülkeyi, hatta belki bir kıtayı temsil etmenin ağırlığını ya da
gururunu Ons Jabeur çok iyi biliyor.
Kuzey Afrikalı tenisçi insanlara ilham vermeyi seçtiğini her fırsatta söylüyor.
Ülkesi için tuğla tuğla yol inşa ettiğinin farkında.
Bunu bir yük olarak görmediğini, büyük bir zevk ve sorumluluk olarak gördüğünü de vurguluyor.
Kortlarda önünde güçlü rakipleri var.
Yolu nereye kadar gider bilinmez.
En azından ben tahminde bulunabilecek sportif birikimde değilim.
Ama geçmişten bir tanıklıkla şunu söyleyebilirim.
2014 yılında devrim sonrası hazırlanan ilk anayasanın referandumu için Tunus’a gitmiştim.
Zeytin ağaçlarının sıralandığı yollardan geçerken bile hissedilen
bir heyecan vardı herkeste.
Başkentin ünlü Habib Burgiba bulvarında yaptığım sokak röportajlarında Tunusluların ortak görüşü değişimin ellerinde olduğuydu.
Tunus, antik Kartaca İmparatorluğu’nu kuran Kraliçe Dido’nun ülkesi. Akdeniz melteminin en güzel estiği yere kurmuş ülkesini Kraliçe Dido..
Boşuna değil.
Şu bir gerçek ki toplumların değişmesi, bireylerinki gibi kolay olmayabiliyor. Jabuer, tenis kariyerinde bir grand slam kucaklar mı bilinmez ama toplum hafızasında bir dinamizme yol açtığı kesin.
Nisan ayında Fransız basınına verdiği bir röportajda şu cümlesi gözüme çarpıyor Jabeur’un:
“Bundan sonra artık kendim için değil, herkes için tenis oynuyorum.”
Kıta Avrupası dışından birisinin çok daha iyi anlayabileceği bir cümle bu.
Tunus gibi değişimin kıyısından dönmüş, yara bere içinde bir ülkede bu duygular kolay unutulmaz.
Ve her şeyi mümkün olduğunu gösteren bu büyük meydan okuma, tarihte mutlaka yerini alır.
Leave a comment